Oyunumuz Helghan İmparatoru Scolar Visari'nin "meydan okuyan" bu giriş videosu ile başlıyor. Şahsen ilk oyun olan Killzone'u oynamamış biri olarak, oyunun hikayesini bilmiyordum. Ben de sağdan soldan okuduğum incelemelerden öğrendim ve ilk oyunu niye oynamadığımı sorgulayıp, hemen PS2 için yapılmış olan ilk Killzone'u bulup oynamaya başladım.
Hikayeyi başka bir siteden alıntı yaparak kullanacağım, bu yüzden kusuruma bakmayın :)
"Dünyada doğal kaynakların bittiği bir dönemde yeni gezegenler arayan insanlar, uzun aramalar sonucunda iki gezegen bulur. Bunun akabinde Helghan meclisi ile beraber çok sayıda insan yola çıkar. Vardıkları ilk gezegene Helghan ismini verirler ve yeni yaşam yerlerindeki hayatlarına başlarlar. Fakat bir grup insan, oradaki yaşam şartlarını beğenmeyerek diğer gezegene yerleşmek ister ve oraya doğru yol alırlar.
"Dünyada doğal kaynakların bittiği bir dönemde yeni gezegenler arayan insanlar, uzun aramalar sonucunda iki gezegen bulur. Bunun akabinde Helghan meclisi ile beraber çok sayıda insan yola çıkar. Vardıkları ilk gezegene Helghan ismini verirler ve yeni yaşam yerlerindeki hayatlarına başlarlar. Fakat bir grup insan, oradaki yaşam şartlarını beğenmeyerek diğer gezegene yerleşmek ister ve oraya doğru yol alırlar.
İsmini Vekta koydukları bu gezegende ise daha iyi koşullar mevcuttur. Çok uzun yıllar boyunca iyi anlaşan bu ikilinin bir süre sonra araları açılmaya başlar. Helghan gezegeninde ise radyoaktif şartlarda yaşayanlar acı dolu zamanlardan geçerler. Vekta ise kendi çıkarları için kurallarından vazgeçmeyerek Helghan insanlarını çok zor durumlarda bırakır. Zamanla Vektadan tamamen kopan Helghan halkı, seçmiş oldukları imparator Visari ile büyük bir değişime giderek, kendilerine "Helghast" demeye başlarlar. Günlerden bir gün beklenmedik bir saldırı Vektayı sarsar. Helghast, Vektanın ISA (Yerel Savunma Birliği) kuvvetleriyle çarpışarak gezegeni ele geçirmek, geçmişin intikamını almak ister. ISA askerlerinden Jan Templar komutanlığında Rico, Hakka ve Luger ile Killzone 1'de Helghast'a karşı çıkarak, Helghan saldırılarını savuruyoruz. Killzone Liberation'da ise, Helghan yeni bir saldırı başlatarak ISA'nın önde gelen bilim adamlarından birkaçını kaçırır. Burada da tekrar Jan Templar'ı kontrol ederek bu insanları kurtarmaya çalışıyoruz. Ancak Vekta, bu işin sonunda Helghanın ciddi derecede tehlike yarattığını fark ederek, büyük bir donanma hazırlar ve bu savaşa artık bir son vermek için Helghan'a doğru yola çıkar."
İşte bu noktada videodan da biraz anlaşılacağı üzere, ikinci oyun, yani Killzone 2 başlıyor. Hikaye kaldığı yerden devam ediyor ve Vekta, ilk amaç olarak Visari'yi ortadan kaldırma girişimiyle bu büyük donanmayı Helghan'a gönderiyor. Tabi ki burada bahsi geçen donanmada biz ve takım arkadaşlarımız yer alıyoruz. Üstteki videoda gördüğünüz çirkin suratlı Visari'yi "indirmek" üzere, biz de bu gezegene indiriliyoruz. Birçok oyunda olduğu gibi burada da "Alpha" indirme takımındayız. Neredeyse hiçbir oyunda Beta veya Delta olmadım :) Yo, en son Freespace2'de Delta Wing'de uçmuştum :)
Thomas Sevchenko adlı karakteri yönetiyoruz ancak arkadaşlarımız birbirlerine soyadları ile hitap ediyor ve bize de kısaca "Sev" diyorlar. Alpha takımının diğer üyeleri, Rico Velasquez, Shawn Natko ve Dante Garza'dan oluşuyor.
Thomas Sevchenko adlı karakteri yönetiyoruz ancak arkadaşlarımız birbirlerine soyadları ile hitap ediyor ve bize de kısaca "Sev" diyorlar. Alpha takımının diğer üyeleri, Rico Velasquez, Shawn Natko ve Dante Garza'dan oluşuyor.
Oyuna başladığımızda, karakterimiz Sev alarm sesleri arasında yatağından kalkıyor, gidip şöyle bir gerinerek aynaya bakıyor. O sırada takım arkadaşlarımızdan biri gelip "haydi Sev, bizi bekliyorlar" deyip bizi çağırıyor. Odadan dışarı çıktığımızda kontrol bizde. Bunu şunun için anlatıyorum, kontrol bize geçtiği sırada, ben bunları sadece sinematik sandığım için ağzım açık öylece ekrana bakıyordum :)
Biliyorsunuz oyun çıkmadan önce o kadar çok yazılıp çizildi ki, haklı olarak birçok kişi "bu ne yahu, bu kadar abartmaya gerek var mı" demeye başladı ve oyun çıktığında da hemen eleştiri oklarına maruz kaldı. "Öylesine bir FPS işte, nedir ki?" diyenler bile oldu. Ama F.E.A.R, Half-Life vb. oyunlar da biliyorsunuz ki "sadece bir FPS" idi. Peki bunları başarılı kılan neydi? Sadece grafik elbette değil, bunun yanında iyi bir senaryo, oynanabilirlik, sürükleyicilik de lazım. Killzone 2 de bu başarılı türdaşlarının izinden giderek, güzel bir harman oluşturulduğunu ve bu platformun hakkını sonuna kadar verebildiğini bizlere gösteriyor.
Yorum Gönder